Gayrimenkul, 4721 sayılı Medeni Kanunu’nun 704. Maddesinde, değeri ve niteliği değişime uğramaksızın, bir yerden başka bir yere nakli mümkün olmayan mallara verilen ad
olarak tanımlanmaktadır. Söz konusu kanuna göre,” taşınmaz mülkiyeti kapsamında yer alan araziler, tapu siciline ayrı bir sayfaya kayıt edilmiş haklar il, kat mülkiyeti kütüğünde yer alan
bağımsız bölüme sahip kayıtlar” gayrimenkul olarak ifade edilir (Mevzuat.gov.tr, 2017) İnşaat, imalat sanayi ve turizm gibi istihdam imkanı sağlayan bir çok alt sektörle ulusal
ekonominin ana sektörlerden birisi olan gayrimenkul sektörü, dünyadaki ve ülkemizdeki ekonomik gelişmelerden direkt olarak etkilenmektedir. Bunun yanında, ülkemizde son
yıllarda gerçekleşen çift haneli ekonomik büyümede gayrimenkul sektörünün rolü oldukça büyüktür.
En son değişiklikle 5304 sayılı Kanunla değiştirilen 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun birinci maddesi kadastroyu şu şekilde tanımlamaktadır.
Madde 1: “Bu Kanunun amacı, ülke koordinat sistemine göre memleketin kadastral veya topoğrafik kadastral haritasına dayalı olarak taşınmaz malların sınırlarını arazi ve harita üzerinde belirterek hukuki durumlarını tespit etmek suretiyle 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun öngördüğü tapu sicilini kurmak, mekansal bilgi sisteminin alt yapısını oluşturmaktır.”
Günümüzde yasa ve yönetmeliklerde açıkça yer almamakla birlikte, kadastronun amacının bu tanımın dışında düşünülmesi ve coğrafi birimi parsel olan, parsele ilişkin tüm bilgilerin yer aldığı bir bilgi sistemi kapsamında ele alınması gerektiği açık ve net bir şekilde ortaya konulmalıdır. Bu bağlamda kadastronun tanımından başlanarak kesin ve kati değişikliklerin yapılması artık zorunlu hale gelmiştir. Kadastronun günümüz koşullarına uygun bir görev üstlenmesi gerekmektedir.
Ancak, sosyolojik açıdan, değerlendirildiğinde kadastro, sosyal ve ekonomik yaşantımızda önemli yeri bulunan taşınmazın devlet güvencesi altında, ekonomik potansiyelini artırarak toplumun huzur ve refahına katkıda bulunurken aşağıdaki hizmetleri de yerine getirmeyi amaçlamalıdır. Bugün hem dünya hem Türkiye sermaye akımları ve bilgi teknolojilerinin etkisi altında, büyük değişim noktasındadır. Türkiye, dünya ile bütünleşebilmek için Dünya Ticaret Örgütü içerisinde yerini almak zorundadır. Türkiye Avrupa Birliğine katılım süreci ve çabası içerisindedir. Kadastroya yeni bir yaklaşımla, hem dünyadaki gelişmeleri değerlendirerek ve hem de Avrupa Birliği yaklaşımı içerisinde kadastroyu yeni baştan düzenleme ihtiyacı vardır. Bu yaklaşımla kadastro hizmetlerinin;
– Kadastro ve Tapu hizmetleri; vergi, yargı, kentleşme ve imar uygulamaları, kamulaştırma, arsa ve arazi düzenlemesi, yeryüzü ile ilişkili mühendislik projelerinin hazırlanması ve araziye uygulanması, toplumsal, turistik ve ekonomik planlama gibi toprakla ilgili her tür tasarım ve uygulanma için temel alt yapı bilgileri niteliğindedir. Bu niteliği nedeniyle tüm kamu kurum ve kuruluşlarının çalışmalarında bu bilgi ve belgelere ulaşabilmesini sağlamak,
– Topraktan düzenli bir şekilde yararlanılmasını sağlamak,
– Kamulaştırma, emlak vergisi, alım-satım harçların yararlanıla-cak taşınmaz değerleme işlemlerin yapılmasını ve izlenmesini sağlamak,
– Toprağa ilişkin yapılacak planlamalara altlık olmak,
– Tapu ve kadastro bilgi ve belgelerinin üretimi, arşivlenmesi ve güncellemesinde, bu hizmetlerin kendi kendini finanse edebilecek yapıda düzenlenmesini sağlamak,
– Taşınmaz mallardan vergi ve harçlar alabilmek,
– Mülkiyet ve sınır anlaşmazlıklarına çözüm getirmek,
– Mülkiyet ve topoğrafik bilgileri de içeren, bilgi teknolojileri destekli mekansal boyutlu, Tapu Kadastro Bilgi Sistemi oluşturmak, Türk Medeni Kanunu’nda öngörülen sınır güvenliğini sağlayabilecek yer kontrol noktaları algılarını kurmak ve yaşatmak,
– Taşınmaz malları devlet güvencesi altına alarak mülkiyet hakkının emniyetini sağlamak,
– Tapu ve kadastro bilgi ve belgelerinin üretimi, arşivlenmesi ve güncellemesinde, bu hizmetlerin kendi kendini finanse edebilecek yapıda düzenlenmesini sağlamak,
Amaçlarının güdülerek kadastro çalışmalarının daha geniş kapsamlı boyutlara taşınması ve Türkiye kadastrosunun yeniden yapılandırılmasının olumlu sonuçlar doğuracağı açıktır.
Sistem standartlarında yeni bilgilerin toplanması çalışmaları içerisinde ikinci kadastro çalışmalarının yeri önemlidir. Bu nedenle ikinci kadastro çalışmalarının tasarlanması ve uygulamaya geçirilmesi gerekmektedir.
– Bu çalışmada, Türkiye kadastrosunun tarihsel gelişimi, mevcut durumu, mevcut durumundaki eksikleri, problemleri ve günümüz kadastrosundan beklenenler, ortaya konmuştur. Türkiye kadastrosunun mevcut problemlerinin çözümü için yapılması gerekenler ortaya konulmuştur. Bu noktada gelecekte mevcut kadastrosunun nasıl olması gerektiği, şu andaki kadastral sistemin çağdaş kadastro sistemine dönüştürülebilmesi için günümüzde alternatif bir çözüm olarak ortaya atılan ikinci kadastronun nasıl yapılacağı, uygulanabilirliği ve kapsamının ne olması gerektiği konusunda bir çalışma yapılarak günümüz koşullarına ve geleceğe yön verecek bir çalışmanın yapılması gerekliliği aşikârdır.
Kadastro, başlangıçta özellikle Batı Avrupa ülkelerinde, taşınmaz mallardan ve tarım topraklarından adil ve düzenli vergi alınabilmesi amacıyla devlet tarafından düzenlenmiştir. Zamanla, taşınmaz mallarda mülkiyet hakkının ve sınır güvenliğinin sağlanmasında yararlı ve gerekli bir araç olduğu anlaşılmış ve bu özelliğinden yararlanılmıştır.
Günümüzde ve özellikle Türkiye’ de plana dayalı bir taşınmaz mal sicil sisteminin kurulabilmesi, sınır ve mülkiyet güvenliğinin sağlanabilmesi için temel araç olarak kabul edilmektedir. Bunun yanında, kadastro toprağa ve yapılara ilişkin her türlü bilginin toplanabilmesi, depolanabilmesi, yeryüzü ile ilişkili her tür planlama ve projeleme çalışmaları, hazırlanan plan ve projelerin araziye aktarılabilmesi için gerekli altlık olarak kabul edilmelidir.
Kadastro terimi, özellikle Avrupa ülkelerinde;
– Taşınmaz mallar kadastrosu,
– Vergi kadastrosu,
– Mülkiyet kadastrosu,
– Sınır kadastrosu,
– Bina kadastrosu,
– Yer altı hatları kadastrosu,
– Orman kadastrosu,
Vb. biçiminde terim bağlantıları ile kullanılmaktadır. Bu terim bağlantılarından, yapılan kadastronun amacı ve hangi tür bilgileri içerdiği anlatılmaktadır. Türkiye’ de kadastro teriminden, genel olarak, taşınmaz mallar kadastrosu anlaşılmaktadır. Ancak özellikle orman alanlarının sınırlarının belirlenmesi amacıyla yapılan çalışmalar Türkiye’ de özel bir önem kazanmış ve yakın zamana kadar tapuya tescil amacı ile genel kadastro amacı dışında yürütülen orman kadastrosu çalışmaları, günümüzde, doğan bazı sorunlar nedeniyle, genel kadastro kapsamına alınmıştır.